Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Geçmiş
spread something
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"spread something"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 43 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
spread something thin
f.
bir şeyi ince bir tabaka halinde sürmek
Phrasals
2
Öbek Fiiller
spread (something) with (something)
f.
(bir şeyi bir şeyle) sürmek
3
Öbek Fiiller
spread (something) with (something)
f.
(bir şeyi bir şeyle) yaymak
4
Öbek Fiiller
spread (something) with (something)
f.
(bir şeyi bir şeyle) kaplamak
5
Öbek Fiiller
spread all over (something or some place)
f.
(bir şeyin/yerin) her yerine yaymak
6
Öbek Fiiller
spread all over (something or some place)
f.
(bir şeyin/yerin) her tarafına sürmek
7
Öbek Fiiller
spread all over (something or some place)
f.
(bir şeyin/yerin) her yerine yayılmak
8
Öbek Fiiller
spread all over (something or some place)
f.
(bir şeyin/yerin) her yerine sıçramak
9
Öbek Fiiller
spread all over (something or some place)
f.
bir bilgi (bir şeyde/yerde) yayılmak
10
Öbek Fiiller
spread all over (something or some place)
f.
bir bilgi (bir şeyde/yerde) herkese yayılmak
11
Öbek Fiiller
spread all over (something or some place)
f.
bir bilgi (bir şeyin/yerin) her tarafına ulaşmak/yayılmak
12
Öbek Fiiller
spread all over (something or some place)
f.
bir bilgiyi (bir şeyde/yerde) yaymak
13
Öbek Fiiller
spread all over (something or some place)
f.
bir bilgiyi (bir şeyde/yerde) herkese yaymak
14
Öbek Fiiller
spread all over (something or some place)
f.
bir bilgiyi (bir şeyin/yerin) her tarafına ulaştırmak/yaymak
15
Öbek Fiiller
spread onto (something or some place)
f.
(bir şeyin/yerin) üzerinden yayılmak
16
Öbek Fiiller
spread onto (something or some place)
f.
(bir şeyin/yerin) üzerine doğru yayılmak
17
Öbek Fiiller
spread onto (something or some place)
f.
(bir şeyde/yerde) yayılmak
18
Öbek Fiiller
spread onto (something or some place)
f.
(bir şeyin/yerin) üzerine yaymak
19
Öbek Fiiller
spread onto (something or some place)
f.
(bir şeyin/yerin) üzerine sürmek
20
Öbek Fiiller
spread across (something or some place)
f.
(bir şeyi bir şeye ya da bir yere) yaymak
21
Öbek Fiiller
spread across (something or some place)
f.
(bir şeyi bir şeye ya da bir yere) boylu boyunca serpmek
22
Öbek Fiiller
spread across (something or some place)
f.
(bir yere) tümüyle yayılmak
23
Öbek Fiiller
spread across (something or some place)
f.
(bir yerin) tamamına dağılmak
24
Öbek Fiiller
spread across (something or some place)
f.
(bilgi, haber bir yere) tümüyle yayılmak
25
Öbek Fiiller
spread across (something or some place)
f.
(bilgi, haber bir yerin) tamamına yaymak
26
Öbek Fiiller
spread (something) under (someone or something)
f.
(bir şeyi birinin/bir şeyin) altına sermek
27
Öbek Fiiller
spread over (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) tepesinde yayılmak
28
Öbek Fiiller
spread over (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) üzerinde yayılmak/üzerini kaplamak
29
Öbek Fiiller
spread over (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) üzerine yaymak/sermek
30
Öbek Fiiller
spread over (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) üzerini kaplamak/örtmek
31
Öbek Fiiller
spread over (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) üzerine dağıtmak
32
Öbek Fiiller
spread over (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) sarmak/kaplamak
33
Öbek Fiiller
spread over (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) yaymak
34
Öbek Fiiller
spread over (someone or something)
f.
(birinde/bir şeyde) yayılmasına sebep olmak
35
Öbek Fiiller
spread over (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) sarmasına/kaplamasına neden olmak
36
Öbek Fiiller
spread to (someone, something, or some place)
f.
(birine/bir şeye/bir yere) yayılmasına sebep olmak/yayılmasını sağlamak
37
Öbek Fiiller
spread to (someone, something, or some place)
f.
(birini/bir şeyi/bir yeri) sarmasına sebep olmak/sarmasını sağlamak
38
Öbek Fiiller
spread to (something, or some place)
f.
(bir şeye/bir yere) yayılmak
39
Öbek Fiiller
spread to (something, or some place)
f.
(bir şeyi/bir yeri) sarmak
Idioms
40
Deyim
spread something on thick
f.
kalın bir tabaka halinde yaymak/sürmek
41
Deyim
spread (something or oneself) too thin
f.
(birini/bir şeyi) pek çok işe/göreve bölmek
Gastronomy
42
Mutfak
spread something on
f.
döşemek
43
Mutfak
spread something over
f.
döşemek
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of spread something
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy